Günlüğüm:
18.08.2006 (Ankara-İstanbul-Milano)
"Yolculuk Başlıyor"
Bu sabah, taksiyle evden Varan
Söğütözüne vardım. İçimde korku vardı, ilk İnterrailim olduğu
için. Öğlen Varan Bolu tesislerinde yemek yemedim, otomatik masaj
koltuğunda masaj yaptırdım. O yüzden biraz sinirliydim. Tam
İstanbul'a yaklaşırken otobüs'ün lastiği patladı. Allaha şükür
kazasız belasız atlattık. Seyahatimin ilk günü için iyi bir
sürprizdi. Bende, şöför ve muavine sinirlendim ve bağırdım. Öfke
nöbetiydi. Daha sonra pişmanlık duydum.
Neyse şu an Sabiha Gökçen'de, oturmuş İtalya uçağımın
kalkmasını bekliyorum. Uçağa bindim ve kısa sürede
uyumuşum. Uçakta yiyecek/içecek servisi yapılmadığı için, Milano
havaalanına varmadan az önce uyandım. Alanın hemen dışından
Milano şehir merkezine giden bir otobüse bindim. Milanoda bahağı
yağmur yağıyordu. Sabah 2:00 gibi Milano tren istasyonuna vardık.
Önce garın ön tarafında, uyuyacak bir yer aradım, uyuyan çok az
interrailci vardı, gözüm pek tutmadı. O saat te otobüs
bulamadığım için, mecburen bir taksiye(13 ) atladım, doğru
Hostelin(HI) yolunu tuttum. Şirin bir hosteldi. Neyseki boş bir
yatak varmış. 7 kişilik odada kaldım. Benim yatak dışında
diğerlerinki ranzaydı. Milanoyu gözüm tuttu.
19.08.2006 (Milano)
"Açık Büfe Kahvaltı"
İyi uyumuşum. Sabah erken kalktım.
Kahvaltı için, alt kattaki hostel in kafeteryasına indim. Her
şey vardı. İstediğim kadar yiyebilirdim. Kendimi sanki diğer
yatılı öğrencilerle birlikte, lisenin kafeteryasında kahvaltı
ediyor gibi hissettim. 2 tane yuvarlak ekmeğin arasına tereyağ
ve reçel sürdükten sonra bir güzel mideye indirdim. Bu arada
açık büfe olduğu için bol bol portakal suyu ve kahve çeşitleri
tükettim. Bu arada öğle yemeğim olarak, kendime 2 tane içi dolu
yuvarlak ekmek hazırladım(Bu tüo yuda net teki bir İnterRail
grubundan öğrenmiştim). İyiki hazırlamışım, çünkü az sonra
Milano nun ne kadar pahalı bir Avrupa şehri olacağına şahit
olacaktım.
Sırt çantamın şifreli kilitleri çalışmıyor. Kafayı
yiyecem. Bu parayla, bu geziyi bitirmem imkansız gibi gözüküyor.
Buraları çok pahalı. İstasyona gidip Napoli biletimi(rezervasyon
ücreti) aldım. 5 supplement(ilave) ödedim. Tourist Info ya
gidip bilgi topladım. 2 günlük metro bileti aldım, 5.50 tuttu.
Buda bana cuk diye oturdu. Bu gün Milano yu gezdim. Science &
Technology(Bilim ve Teknoloji) müzesini gittim. Güzeldi. Dome
Cathedralini(Katedral) gezdim, harikaydı. Akşam Süpermarket ten
alışveriş yapıp, akşam yemeğimi(konserve), Hostel'in şirin
bahçesinde yedim. Bu arada, bir internet cafeye gittim, ve yarım
saatine 2.80 ödedim.
20.08.2006 (Milano-Napoli)
"Uzun Yolculuk"
Milano tren istasyonundayım. Napoli
trenini bekliyorum. Avrupa çok pahalı, inşallah günlük 50
bütçeyle, bu yolculuğu sağ salim bitirebilirim. Daha önümde,
uzun bir gezi planı var. Sonunda, yorucu ve uzun bir gündüz
yolculuğundan sonra Napoli'ye vardım. İyiki önceden 5 ya
rezervasyon yaptırmışım, çünkü yol boyunca bulunduğum
kompartmandaki 6 kişilik koltuklar hiç boş kalmadı, yoksa o uzun
yolu ayakta gitmek zorunda kalabilirdim. Napoli çok ilginç bir
yer. Napoliye varır varmaz, ilk işim ertesi günkü, Roma treni
için yer ayırtmaktı. Gişedeki görevli, Interrail biletimi
göstermeme rağmen, Napoli-Roma arası tren için benden tam 20
supplement(ek ücret) istedi. Ancak ben itiraz edince, başka bir
zamanda ki tren için 5 supplement ödemeye razı oldum. Napoli
bende, tursiti kazıklamaya çalışan bir yer izlenimi bıraktı.
Milano - Napoli arası için 5 supplement ödeyen ben, çok yakın
olan Napoli - Roma arası içinde 5 ödemek bana ters geldi.
Meydandan, bir otobüs bileti aldım, ve hosteli aramaya koyuldum,
otobüs durağında, çok iyi bir İtalyan çocuk, adresi gösterince,
bana yol gösterdi. Hostel, çok şirin bir hosteldi. Çok uzun bir
yolculuk yaptım. Yorgunum. Duş alıp yatacağım. Biraz çekingenlik
var.
21.08.2006 (Napoli-Roma)
"Bitmeyen Yolculuk"
Dün gece Napoli deki Sun Hostel de
iyi bir uyku uyudum. Çok iyi davrandılar, ancak hostel çok küçük
ve her şey iç içe. Sabah, hostelde Ayşe diye bir Türk kızla
tanıştım. Bana yardımcı oldu. Şimdi Napoliyi geziyorum. Napoli
gezim bitti. Romaya tren bekliyorum. Napoli güzel bir şehirdi.
Napoli-Roma treninde, en arka vagondayım, ve bizim kompartımanda,
2 tane İtalyan çocuk var, ve ikiside mafya tipli, ve kafalarının
iyi olduğu her hallerinden belli uyuşturucu bağımlılarıydı. Bir
tanesi sürekli bağıra bağıra cep telefonundan konuşuyor ve bir
yandan bana bakıyorlar. Ben içimden bir an önce Roma ya varsak
diye dua ediyorum. Eğer ters bir laf etsem kesin bir olay olacak.
O yüzden hiç sesimi çıkarmadım. Başka bir duraktan efendi bir
çocuk bindi ve bizim kompartımana geldi Neyse biraz rahatladım.
Napolide bana pahalı bilet satmaya çalışan gar görevlisi, son
vagondan yer verip benden intikam almaya çalışmış ;) Neyseki
Romaya problemsiz geldim.
Roma daki hostel tren garına çok
yakın olmasına rağmen, uzun uğraşlar sonunda buldum.
Resepsiyondaki çocuklar, Türkiye den olduğumu öğrendiklerinde,
biraz önyargılı gibiydiler. Üç gece için, 75 $ bayılmak bana
biraz koydu. Ancak hostelin bir çok özelliği var. İnternet gibi.
Şimdi duş alıp yatacağım. Allahım yardımcı ol.
22.08.2006 (Roma)
"Sıcak"
Romadaki ilk günüm. Roma güzel ve pahalı bir şehir. Hostel
deki çalışanlar biraz aksi gibi. Odadaki, Avustralya lı çocuk
iyi gibi. Hafif yorgunluk belirmeye başladı. But I keep telling
myself: "One Day at a Time" (Fakat kendime sürekli olarak: "Günübirlik"
yaşamayı hatırlatıyorum"). Ama bu hostel iyi, çünkü her akşam
Makarna Partisi var. Bu akşamda doydum. İnsanlarla, çok zor
sosyalleşiyorum. Sosyalleşmeye istekli değilim. İspanyol
Merdivenleri, ve Fontana De Trevi yi gezdim. Ondan sonra
kayboldum ve sonunda bir İtalyan çiftin yardımıyla,
Kolezyum(Collesium) buldum. İçine girmedim. Sonrada Monte
Palatino ya gittim. Öğleden sonra biraz uyudum. Hava çok sıcaktı.
23.08.2006 (Vatikan Şehri - Roma)
"İrlandalı Kız"
Bugün Vatikana gideceğim. Vatikanı gezdim, çok güzeldi. Ancak
Vatikan Müzesine ve Sistine Chappel'a gidemedim, çünkü giriş 12
idi ve bana çok pahalı geldi. Dün akşam, 1 adet yoğurtumun ve
buzlu çayımın (müşterek) buzdolabından, çalınmış olduğunu fark
ettim, ve çok sinirlendim. Ya orda bir hırsız vardı yada birisi
bilmeden yamiş. Her halde, benim anlımda aptal yazıyor, o
yüzdende İtalyanlar bana kazık atmaya çalışıyor. Bu öğlen,
Vatikanı gezdikten sonra, yolda bir İrlandalı kız yanıma
yaklaşıp adımı ve nereden olduğumu sordu, bende ona sordum ve
İrlandalı bir turist olduğunu söyledi. Parasının bittiğini
söyledi ve benden para istedi. Bende verecek param olmadığını
söyledim. Kızın kılık kıyafeti iyiydi. Daha sonra, aynı kızın
başkalarından da para istediğini gördüm. Daha sonra, metroya
binmeye giderken, arkama baktığımda kızın beni takip ettiğini
gördüm. Açıkcası korktum ve metroya binip doğru hostele gittim.
Aslında, güzel ve hoş bir kızdı. Bir ara, onla ilişkiyi
geliştirmediğim için pişman oldum, ama eğer öyle bir hata
yapsaydım, her halde İnterrail gezim daha başlamadan Roma da son
bulurdu.
Ama Allaha şükür param ve kredi kartım çalınmadı. Bu öğleden
sonra, Hostel Müdürü kız beni kapı zilini 2 kez çalmakla suçladı.
Halbuki 1 kez çalmıştım. Bende yapmadığım bir şey için çok
sinirlendim. Öfke patlaması oldu, müdüre epeyce bağırıp çağırdım.
24.08.2006 (Roma)
"Bernini"
Bugün Romadaki son günüm. Termini istasyonu önünde oturdum
yazıyorum. Dün, sesimi yükselttiğim için incittiğim kızdan özür
diledim. Öğleden sonra, IC(InterCity) treni ile Floransa ya
geçeceğim. Roma daki hostelde bir Amerikalı kızla konuştuk,
onlar daha önce Floransa ve Venedik e gitmişler. Şimdi Termini
çevresini gezeceğim. Gezdim, ve özellikle Berni ninin 4 tane
heykelini ve Chappel ını çok beyendim. Çok güzeldi. Sonrada
meşhur Gelatto dondurması yedim. Sonra da hostele dönüp,
eşyalarımı alıp, Termini ye geldim. Şifreli kilit gene bozuldu,
ve onu tamir ettim. Yanlış istasyona giden trene binmişim. Şimdi
doğru treni bekliyorum.
25.08.2006 (Floransa)
"Ufizi Müzesi"
Dün gece kısa bir yolculuktan sonra
Floransa ya geldim. Hostel tren istasyonu nun hemen yanında
olmasına rağmen, adres teki yanlışlıktan dolayı, yanlış yönde
epeyce bir yol kat ettikten sonra, sonunda hostel i buldum.
Hostel'in sahibesi genç bayan pasaportumu gördükten sonra, bizim
buralarda bu pasaport lara pek rastlamayız dedi. Bende iyi dedim.
Floransa güzel bir yere benziyor. Bugün gezeceğim. Hostel'in
sahibesi, bir Floransa haritası çıkardı, ve üzerinde bütün
gezilecek önemli yerleri işaretledi ve nasıl gezeceğim konusunda
bilgi verdi. İyi bir hizmetti. Kaldığım odada şirindi. Odada,
bir Avustralyalı kız, bir Amerikalı kız, ve bir de orta yaşlarda
Kanadalı bir çocuk vardı. Sabah birlikte kahvaltı ediyorduk. İyi
kaynaştık. Bu arada, sabah hostel den çıkmadan önce,
çamaşırlarımı hostel sahibesine yıkaması ve kurutması için
verdim, bunun için 6.50 ödedim. Akşam geldiğimde hazırdı.
Bütün gezilecek yerleri gezdim. Basilica, Dome, nehir
kenarı, ve en önemlisi Ufizi müzesini gezdim. Ufizi müzesi çok
güzeldi, özellikle Leonardo Da Vinci bölümü en güzeliydi. Müze
içinde yaşlı bir kadın, benim fotoğraf çektiğimi görünce bana
bağırdı, çekme memi söyledi. Bu kadına kızdım, çünkü başkalarıda
fotoğraf çekiyordu. Müze girişinde, nerdeyse donuma kadar her
şeyimi aradılar. Sanki bende, güvenlik yanında biraz
ırkçılığında olduğu izlenimini bıraktı. Belkide ben öyle
algıladım. Tanrım bana yardım et. Akşam üstü Michalengo
Piazzelle ye gittim. Harika bir manzarası vardı.
26.08.2006 (Pisa-Floransa)
"Pisa Kulesi"
Bugün Floransa'dan ayrılıyorum. Bu son günümde Pisa kulesini
ziyaret edeceğim. Sonra, Floransa ya geri dönüp, Campo Di Madre
tren istasyonun dan Venedik'e gideceğim. Pisa tren istasyonundan
Pisa kulesine yürüyerek gittim. Çok güzeldi ve resim çektim.
Kulenin bahçesinde, çimlerin üzerinde bir güzel ton balıklı öğle
yemeğimi yedim, üzerinede muzu mu yedim. Şimdi artık Floransa ya
dönme zamanı, uzun bir gece beni bekliyor. Floransa ya döndüm,
ancak hostel'in kapısı kilitliydi. Neyseki, epey bir zaman zili
çaldıktan sonra, içeriden birisi kapıyı açtı. Şu an Campo Di
Madre de, gece 1:47 AM Venedik trenini bekliyorum. Güzel bir
Cafe Americano yu, istasyonun karşısındaki barda içtim. Gördüğüm
kadarıyla, İtalya da, bizdeki gibi, Starbucks ve benzeri, zincir
kahvecileri yok. Ancak çok iyi kahveleri var.
27.08.2006 (Venedik)
"Dandik Hostel"
Çileli bir yolculuktan sonra, Venedik'e geldim. Bütün gece
trende ayakta gitmek zorunda kaldım. Tren tıka basa doluydu.
Koridorlar bile doluydu. O yüzden iki vagon arasındaki
Tuvaletlerin bulunduğu yerde seyehat etmek zorunda kaldım. En
iyisi, Venedik'e gündüz treniyle gitmek. Böyle bir yolculuğu hiç
beklemiyordum, çok şaşırdım. Sanki herkes Venedik'e gitmeye
çalışıyordu. Şimdi, burda Venedik tren istasyonunda, uykusuz bir
halde, daha önceden rezervasyon yaptığım, hostel'e gitmeyi
bekliyorum. İnşallah, hostelin yerini bulurum. Neyse hostele
eşyalarımı bıraktım, ama sahibi halen check-in yapmadı. Dandik
bir hostele benziyor, kaldığım odanın zemini resmen 20-25 derece
eğimli. Yataktan başka hostelde hiç bir şey yok. Odamda, bir
Alman ve iki tanede İspanyol çocukla kalıyorum. Sonunda check-in
yaptım. Biraz uyudum. Canım, midyeli makarna çekiyor. Yarın
kısmetse, İtalya daki son günümde bu midyeli makarna dan yemek
istiyorum. Venedik, çok güzel, yazlık bir mekan. Ruhum dinlendi.
Yarın ver elini Avusturya.
28.08.2006 (Venedik)
"Alman Çocuk"
Venedik teki son günüm. Trieste ve
Slovenya ya gidip, 1-2 saat kalıp, geri gelmeyi düşünüyorum. Dün
gece yorgun olduğum için çok horlamışım. Alman çocuk, rahatsız
olup 3-4 kere beni uyandırdı, ve horlamayı durdurmamı istedi.
Ona acaip kızdım. Horlamaya katlanması lazım, çünkü hostelde 4
kişilik odada kalıyor, yoksa tek kişilik oda tutsaydı. İtalya
daki son günümde, biraz pahalı olmasına rağmen, lokantada
midyeli/deniz ürünlü makarna yemeği düşünüyorum. Akşamda ver
elini Viyana. Az önce deniz ürünlü spagetti yedim ve bahşişle
birlikte tam 14.50 bayıldım. İtalya da yemek ve hizmet çok
pahalı.
29.08.2006 (Viyana)
"Yüksek İlaveler(Supplements)"
Dün gece EuroNight treninde zor bir
yolculuk yaptım. Rahat yayılamadık. Rus çocuk çok konuşuyordu.
Ama iyi bir çocuğa benziyordu. Neyse, bu sabah Viyana ya
vardığımda, Nice trenine yer ayırtmaya kalktığımda şok geçirdim,
çünkü pulman da oturacak yer yokmuş, o yüzden 4 kişilik kuşetli
ile gitmem gerekiyordu ve rezervasyonlar için tam 40 bayıldım.
Buna çok üzüldüm. Görünüşe göre bu supplement(ilave) ler hep
olacak. Allah yardımcım olsun. Gözünü sevdiğim Türkiyemi çok
özledim. Bu akşam üstü biraz uyudum. Kaldığım hostel(Wombat-Vienna)
çok iyi. Çok iyi bir duş aldım, sıcak suyun taziki iyiydi ve
yeteri kadar sıcaktı. Her hostelde kaliteli bir duş yapmak her
zaman mümkün olmuyor. Annemi aradım. Wombat Hostelde çalışan bir
Türk çocukla tanıştım. Metro ve Tram e biletsiz bindim. Yarın
bilet alıcağım.
30.08.2006 (Viyana)
"Çantamın Tokası"
Bugün Viyana daki son günüm. Wombat
Hostel çok güzel. Bu sabah, ekstradan 3.50 verip, hostelde
güzel bir kahvaltı ettim. Dün akşam, aynı odada kaldığım,
İskoçyalı bir çocukla sohbet ettim. Oda Doğu Avrupa yı
dolaşıyormuş. Bu sefer de, sırt çantamın bele bağlanan ana
tokası kırıldı. Ona çok üzüldüm. Göğüs tokası da daha önce
kırılmıştı. İnşallah garanti kapsamındadır. Bugün, Viyana yı
biraz daha dolaşacağım. Akşam da Nice, Fransa yolcusuyum.
Öğleden sonra metroyla şehri gezdim ve Freud müzesinden şehrin
içine yürüyüş yaptım. Hostel de çalışan Türk çocukla
vedalaşamadım. Şimdi Süd-Banhof(tren istasyonun) da, Milano
trenimin kalkmasını bekliyorum.
Dün ödediğim, o yüksek 35
supplement(ilave) olayını istasyondaki görevliye sordum. Adam, o
biletin normal fiyatının 120 olduğunu söyledi. İnterRail
biletim yüzünden, 85 kar etmişim. Biraz rahatladım. Çantamın,
kemer tokası problemini de geçici olarak çözdüm. Allaha bi şükür,
daha büyük bir problem yaşamadım.
31.08.2006 (Nice)
"Tunuslu Çocuk"
Viyana - Milano treninde iyi
uyumuşum. Romanyalı kompartman arkadaşım iyi birisiydi.
Kompartman daki diğer Tunuslu çocuğu, pasaportu yok diye
Avusturyalı sivil polisler trenden indirdi. Diğer Romanyalı ile
çok şaşırdık ve bir yandan da sevindik. Çünkü Tunuslu çocuk pek
güvenilir bir tipe benzemiyordu.
Şimdi Nice deyim. Buraları çok güzel.
Şimdi hostel in yerini bulmaya çalışacağım. Sonunda Nice teki
hostelimi buldum. Epeyce şehrin merkezine uzakta. Ancak otobüsle
gidebiliyorum. Hosteldekiler önce, internet te yazan fiyattan
daha yüksek bir para istediler, ancak itiraz edince benim
istediğim fiyata razı oldular. Akşam, Nice sahiline indim, ve
çok beğendim. Harika plajları var, yanlız kum yerine, sahil
taşlık. Çok Çin lokantası var. Sahildeki yollar ve evler harika.
Hosteldeki odada, 9 kişi kalıyoruz. O dokuz kişiden biride
Türkmüş, onu ertesi sabah öğrendim. Neyse hosteldeki odada,
Klima var ve 24 saat çalışıyor. O yüzden oda buz gibi. O yüzden
yazın, Nice(Akdeniz) de, battaniye ile uyudum ve genede üşümüşüm.
Sonunda akşam iyi bir uyku çektim. Yarın denize gireceğim ve
Monte Carlo ya trenle gideceğim.
01.09.2006 (Nice - Monte Carlo(Monaco))
"İlk Cezam"
Sabah, eşyalarımı topladım ve
hostel'de güzel bir kahvaltı ettim. Bol bol kahve içtim. Sonrada,
şehir deki plaja, otobüse para vermeden bindim. Check-out
sırasında, sırt çantamı akşam almak üzere hostel de bıraktım. Bu
arada plaj harika. İki kere denizde yüzdüm. İlk başta biraz sığ,
sonra aniden derinleşiyor. Su çok temiz, ne de olsa Akdeniz.
Hava güneşli, ve havlum kuruduktan sonrada, Monte Carlo/Monaco
ya gitmeyi düşünüyorum. Akşamda, kısmetse ver elini, Barcelona.
Bu arada plajda duşlar var ve duşumu aldım. Monte Carlo/Monaco
ya gittim. Çok güzeldi, trenle Nice'den 20 dakika uzaklıkta.
Monaco dayım. Önce, Kraliyet
sarayının bulunduğu tepeye çıktım, çok sade bir saray, önünde
sadece 1 asker var. Sonra da o meşhur Monte Carlo gazinosunun
önüne gittim. Müthiş arabalar var. Son iki günde otobüslere
biletsiz bedavaya binmemin cezasını, hostele sırt çantamı almaya
giderken ödedim. Kredi Kartım ile tam 40 ceza ödedim. Artık,
pahalı olmasına rağmen, her gittiğim yerde, tren/metro/otobüs
bileti satın alacağım.
02.09.2006 (Barcelona)
"Midye Konserve"
Dün gece trende oturarak, Nice'den
Barcelona ya geldim. Hemen, Barcelona - Madrid, ve Madrid -
Paris biletlerimi almaya gittim. Ancak bu hatların, o tarihlerde
çok dolu olmasından dolayı, pulman(oturarak) yer bulamadım. O
yüzden, mecburen kuşetli ve yataklı biletleri aldım. Barcelona -
Madrid arası, 6 kişilik kuşetli için
17 supplement(ilave) ödedim. Madrid - Paris arası içinse, 4
kişilik yataklı(TrenHotel) bileti için ise, 67
supplement(ilave) ödedim. Açıkçası, bu kadar yüksek supplement
ödemek, bana çok koydu. Günlük limitimi çoktan aştım. Ancak ne
yapıyım, bütün seat(pulman) ler doluydu.
Neyse, Hostel'i bulup, yerleştim.
Duşumu aldım, traş oldum, ve şimdi kendimi daha iyi hissediyorum.
Artık bugün ve yarında torbadan yiyeceğim. Şimdi Barcelona yı
gezeceğim. Biraz olsun, Barcelona yı gezdim, çok güzel bir şehir.
Meşhur bir İspanyol Dükkanını (El Corte Ingles) gezdim. Çok
büyük ve içinde çok güzel şeyler var. Almayı istediğim, HP iPAQ
6915 Pocket PC vardı. Fiyatı 799 , Türkiye dede aynı fiyat tı.
İşletim Sistemi, İspanyolca o yüzden bana uymuyor.
Şimdi, odama gidip, biraz dinlenip
sonra dışarı çıkacağım. Market ten, sirke suyunda marine edilmiş
midye aldım, ve akşam yemeğim oydu. Akşam, Sagrada Familia
Temple'ı gördüm. Muhteşem bir yapı. Oda da, Brezilya lı bir
kızla tanıştım. İyi bir kıza benziyor.
03.09.2006 (Barcelona)
"Olimpiyat Stadı"
Dün gece iyi uyudum, ama oda biraz
kokuyordu. Bu sabah, Bagaj Odasına bakan kız biraz aksiydi.
Şimdi, Barcelona'yı biraz daha dolaşacağım, ve akşamda Madrid
yolcusuyum. Bu sabah, haritada ki işaretli yerleri gezdim:
Barcelona Katedrali, Opera, Picasso Müzesi, ancak içlerine
girmedim. Öğleden sonra, şarj olan cep telefonumu aldım, sonra
da, metroyla, Olimpiyat stadının olduğu yere gittim. Önce bir
saray önünden geçip, Olimpiyat stadına ulaşıyorsunuz. Olimpiyat
köyü, hem sade, hemde İspanyol tarzıyla yapılmış. Çok güzeldi,
orda birde resim çektirdim. Sonrada, o meşhur Barcalona futbol
takımının stadı Mo-Camp ' a gittim. Kapalı olduğu için, içeri
giremedim. Resim çektim. Şimdi, Barcelona Sants tran
istasyonunda, Madrid trenini bekliyorum.
04.09.2006 (Madrid)
"Çok Sıcak"
Dün gece, Barcelona - Madrid treni
çok doluydu. Altı kişilik kuşetli kompartıman'da uyudum. En üst
ranzadaydım, nerdeyse yatağım tavana yapışıktı, ve çok
rahatsızdı. Gece uykuda dönerken, sol dirseğimi duvardaki demir
levhaya çarptım, ve o an için çok acıdı ve direseğimi kırdığımı
sandım. Sabah uyandığımda, kompartıman daki, çok kişinin
yataklarında olmadığını gördüm. Meğerse, Madrid'e gelmişiz ve
bizi kondöktör uyandırmamış. Hemen panik içinde, tren başka yere
hareket etmeden, treni terk ettim. Bu arada, dirseğim gün içinde
morarmıştı. Şu an hosteldeki odama yerleşmeyi bekliyorum.
Sonrada Madrid i gezeceğim. Yavaş yavaş, sıcaklarında tesiriyle
yol yorgunluğu belirmeye başladı. "One Trip at a Time" (Her
Geziyi Teker Teker Ele Almalıyım). Odaya yerleştim, ve şimdi
Madrid'i dolaşıyorum. Madrid'i dolaştım, güzel
Plazalar(Meydanlar) var. Barcelona'dan sonra, Madrid tede Del
Cortes Ingles mağazasını gezdim. Süpermarket ten yiyecek
alışverişi yaptım. Akşam, noodle'ımı(çin makarna mı) yedim, ve
çok erken uyumuşum. Madrid, şu ana kadar bulunduğum en sıcak
şehirdi.
05.09.2006 (Madrid)
"Fideuả De Marisco"
Bu sabah 8:00 de kalktım. Dün gece
sıcak ve yorgunluktan dolayı, 19:00 da uyumuştum. Tam 13 saat
uyumuşum. Bu sabah, iyi bir kahvaltı ettim. Akşam 7:00 deki,
Paris trenine kadar, şehri dolaşacağım. Madrid ve İspanya daki
son günümde, Paella yiyim dedim, ancak onun yerine ona çok
benzeyen, "Fideuả De Marisco" yiyeceğim. Çünkü bulunduğum
restorant o gün Paella yapmıyormuş. Marisco nun içerisinde,
midye, karides, kalamar, tatlı biber(çarliston), enginar kalbi,
ve bezelye var. "Fideuả De Marisco" yu afiyetle mideme indirdim.
Bu yemeğe tam 7.50 bayıldım, ancak buna değerdi. Madrid-Paris
arası, gece treniyle yolculuk hem keyifli, hemde rahattı.
TrenHotel ile yolculuk ettim, her kompatıman, 4 kişilik yataklı
idi. Yatak çok rahattı, Paris'e, dinlenmiş olarak vardım.
06.09.2006 (Paris)
"En İyisi Paris"
Paris'e vardım. Amsterdam biletimi
aldım ve sadece 11 supplement ödedim. İtalyanlar ve Fransızlar,
İnterRail konusunda çok iyiler. İspanyollar ve Avusturya lılar
ise soyguncular. Resmen onlardan kazık yedim. Paris çok güzel
görünüyor. Öğleden sonra, 4:00 te odama yerleşeceğim. O zamana
kadar, duş alıp, çamaşır yıkamayı düşünüyorum. Duşumu aldım,
çamaşırımı yıkadım. Hostel şu ana kadar kaldıklarım arasında en
kötüsü, ama merkezi yerde. Bir odada, 6 kişi uyuduk. İyi uyudum
ve eşyalarım güvendeydi. Eyfel de, öğle yemeği yedim.
Şanzelizeyi boydan boya yürüdüm. Con Cord meydanından, La Fayete
mağazasına gittim, ama kapalıymış. Sonra Bastil meydanına gittim,
Noodle(Çin Makarnası) yedim, ama tadı iyi değildi. Böylece
Bastil meydanı nıda görmüş oldum.
07.09.2006 (Paris)
"Paris te Büyük Tur"
Paristeki 2. günüm. Latin Quarter'a
geldim. Pantheon'u gördüm. Sonra, Notre-Dame Kilisesini gezdim.
Saint Chappel'da epeyce bir sıra bekledim, daha sonra sıranın
pek ilerlemediğini görünce vazgeçip sıradan çıktım. Hava bugün,
bulutlu ve puslu. Bugün epeyce bir yeri dışarıdan bakarak gezdim,
bunlar arasında, Le-Marais, Louvre Müzesi, D'orsay müzesi, Hotel
De-Invalid, Versay Sarayı vardı. Şimdide, Montparmasseyi, ve
Invalid'i gezeceğim. Paris gez gez bitmiyor, ancak 2 güne bu
kadar sığar. Montparmasse, sanki bana Bağdat Caddesini
hatırlattı. Son olarak, La Defense ede gidip, bir iki resim
çektim. Şimdi Hostel'e gidiyorum. Torbadan yedim ve iyi uyumuşum.
08.09.2006 (Paris - Amsterdam)
"Çılgın Şehir"
Şimdi, Gar Du Nord'da Brüksel
trenini bekliyorum. Ordan da, Amsterdam'a gideceğim. Neyse,
sonunda Amsterdam'a geldim. Hostel'e yerleştim. Çok ahım şahım
bir hostel değil. Amsterdam, güzel bir şehir. Herkes bisiklete
biniyor. Kaldığım odada, 20 kişi var. Oda kapısının dışında
soyunma alanı ve Lockerlar(Çanta Dolapları) var. Bu soyunma
alanında, inanılmaz pis bir koku var. Hemen meşhur, Dam
Square(Dam meydanı) e gittim. O meydanın hemen arkasıda, Red
Light District, oranın dar sokaklarında dolaştım, müşteri
bekleyen hayat kadınlarını pencerelerin arkasından gördüm.
Coffee Shopların, önünden geçerken dışarıya keskin bir Marijuana
kokusu geliyor. Her yer, kaldığım hostel dahil, Marijuana
kokuyor. Birazdan yatacağım.
09.09.2006 (Amsterdam)
"Bedava Amstredam Turu"
Dün gece iyi uyudum. Bu sabah iyi
bir kahvaltı ettim. Şimdi Şehri dolaşıyorum. "Bedava Yürüyüş
Turu" ile, yaklaşık 3 saat boyunca, Amsterdam'ın önemli
yerlerini rehber eşliğinde dolaştık. Bu bedava yürüyüş
turlarında, tur bittikten sonra, eğer rehberinizden memnun
kalmışsanız, bir kaç Euro bahşiş verebilirsiniz, yada hiç bahşiş
vermeyebilirseniz. Bu turlar, genellikle İngilizce rehber
eşliğinde yapılıyor. Gerekli bilgiyi, kaldığınız hostel den
edinebilirsiniz. Açıkcası ben bu turlardan memnun kaldım. Bu
yürüyüş turu, çok eğlenceliydi, bayağı bir bilgi sahibi olduk.
En sonunda, meşhur Anne Frank'in evi hakkında bilgi aldık. Uzun
bir aramadan sonra, Postaneyi buldum ve posta kartını postaladım.
Sonrada yürüyerek Rijks Müzesine geldim. Sonrada Van Gogh
Müzesine uğrayıp önlerinde fotoğraf çekeceğim. Vondelpark'a
gidip, biraz oturdum, sonrada tekrar DAM Square e gideceğim.
Akşamda son bir kere, Red Light District 'e gidip, iyice bir
dolaştım. Akşam iyi uyumuşum.
10.09.2006 (Amsterdam - Brüksel)
"Büyük Brüksel Turu"
Amsterdam'da Hostel den ayrıldım, ve
sırt çantamla istasyona kadar yürüdüm. Amsterdam - Brüksel treni
InterCity treni olduğu için, ilave(supplement) ödemedim. Şu an
trendeyim ve Brüksel e varmaya az kaldı. Şu an Brükseldeyim,
uzun uğraşlardan sonra, Berlin biletimi aldım, ve sonrada
Hostel'i buldum ve yerleştim. Sekiz kişilik odada kalıyorum, ve
diğer oda arkadaşım odadaydı ve ayakları çok kokuyordu, o yüzden
ayakjabılarını balkona çıkarmıştı. Nede olsa başka bir gezgin.
Artık idare edeceğiz. Hostel çok kaliteli, kuş tüyü yorgan bile
var. Ama kahvaltı yok, ama hostel in mutfağını kullanabiliyoruz,
ancak buzdolabı tıka basa dolu. Şimdi dışarı çıkacağım. Hemen,
hemen bütün Brüksel'i, yüyüyerek yaklaşık 3 saatte gezdim. Yarın,
gene yürüyerek EU(Avrupa Birliği) Merkezine gitmek istiyorum,
daha sonrada günü birlik trenle şirin Brüj şehrine gitmek
istiyorum. Bütün bunlardan zaman bulursam da, Lüxemburg'a gitmek
istiyorum, ama o biraz zor gözüküyor. Şimdi yemek yiyeceğim,
sonra da yıkanacağım.
11.09.2006 (Brüksel)
"Avrupa Birliği ve Avrupa Parlamentosu Binaları"
Bu sabah, öğlen 12:00 ye kadar AB (Avrupa
Birliği) ve Avrupa Birliği Parlementosu binalarının olduğu yere
yürüyüp, dışarıdan bakıp resim çektim. AB (EU) binasının
duvarında, "Slovenia Welcome to Euro" ("Slovenya Euro ya Hoş
Geldin") yazıyordu. Umarım bir gün aynısını Türkiye için
yazarlar. Avrupa Parlemento binasının önünde, bir Afrikalı Açlık
Grevi yapıyordu. Öğlen 12:30 da, Gar Du Noord ' dan,
Bruge(Brüj)'e giden trene bindim. Bruge çok şirin ve yeşil küçük
bir şehir. Heryerinde, kanallar var. Az önce, meşhur Balçika
Waffle'ı yedim, ancak meşhur patates kızartmasını bulamadım.
İnşallah, akşam Gar de Midi'de bulurum. Akşam Berlin yolcusuyum.
12.09.2006 (Berlin)
"Hitler'in Sığınağı(Bunker)"
Berline, bu sabah vardım. Berlin,
çok güzel bir şehire benziyor. 2 günlük, Limitsiz Metro Kartını
11.60 ya aldım, buda bana biraz koydu. Ama, Berlinde metrosuz
birşey yapılamaz gibi gözüküyor. Öğleden sonra, 1:00 de Free
Walking Tour a katılacağım. Walking Tour a katıldım, Brandenburg
kapısından başlayıp, Doğu Berlini dolaştık. Hitler'in intihar
ettiği, Bunker(Sığınak) ını gördük. Çok güzeldi. Akşamda, o
meşhur Charlie's Check-Point e gidip, orayı inceledim. Soğuk
savaş zamanında, Doğu ve Batı Berlin arasındaki o meşhur
Amerikan kontrol noktası.Aynı zamanda, Concentration Camp (Toplama
Kampı) a gitmek istiyorum, ayrı yeten Geştayt'ı gezmek istiyorum,
ve Jewish Museum (Yahudi Müzesi) e gitmek istiyorum.
13.09.2006 (Berlin)
"Berlin Dışındaki Nazi Toplama Kampı"
Bugün, trenle(metro) Berlin'e 1 saat
uzaklıktaki, Sachsenhausen Nazi Toplama Kampını gezdim. Çok
güzeldi, ve çok etkilendim. Özellikle esirlerin kaldığı yerleri
görmek çok özeldi. Şimdi Berlin'e geri dönüyorum. Akşam Münih
yolcusuyum. Daha sonra, Berlin deki Jewish Museum (Yahudi Müzesi)
' a gitmek istedim, ancak kapanmıştı. Ordan, metroyla,
Brandenburg kapısına gittim, ve onun altından geçerek,
Reichtag(Reiştak) ' a vardım. Reichtag, Almanya'nın hükümet
binası. Eski ve aynı zamanda modern bir mimariye sahip.
Reichtag'ın önünde fazla uzun olmayan bir kuyruk vardı, ve
kuyruğu bekledim ve içeri girdim, en üst kata çıktım ve manzara
muhteşemdi, 360 Derece, bütün Berlin'i görüyorsunuz. Sonra
Hostel'e gidip, eşyalarımı aldım, ve şimdi Münih trenini
bekliyorum.
14.09.2006 (Münih)
"Tuvalet Pahalı"
Gece treni ile, Münih'e geldim ve
çok iyi bir yolculuk yaptım. Hemde 7 supplement(ilave)
ödeyerek. Yalnız, Münih tren istasyonunda, küçük tuvaletimi
yapmak için 0.80 ödemek bana koydu. Ama tuvalet çok temizdi.
Neyse, Münih Free Walking Tour(Bedava Yürüyüş Münih Turu) yaptım.
Bahşiş olarak 1 ödedim, tur rehberi iyi bir çocuktu. Epeyce
bir Münih'i gezdik, bayağı bir şey öğrendim. Artık bu İnterRail
gezisinin sonuna doğru geliyorum. Avrupa daki ırkçı insanlardan
bıktım, sanki beni tahrik etmeye çalışıyorlar. Birazdan, duş
alıp, Schiller Strase ye gidip, Bilgisayar dükkanlarına
bakacağım. Aradığımı bulamadım, Türkiye de daha çok var.
15.09.2006 (Münih)
"Münih Olimpiyat Köyü"
Bu sabah, erken uyandım. Cüzdanımı
bulamadım, ve çok korktum. Neyseki, sonra bel çantamdan çıktı.
Şimdi trenle Dacau yolundayım. Münih'in biraz dışındaki Dacau da,
Nazi Almanyasının en büyük Yahudi toplama kamplarından biri var.
Bu toplama kampını gezdim ve çok etkilendim. Nazilerin,
Yahudileri, Politik görüşü farklı insanları ve eşcinselleri,
sistematik bir biçimde nasıl öldürdüklerinin, belge ve
kalıntılarını gördüm. Öğleden sonra, kaldığım Wombat Hostel'e
geri döndüm, hava çok soğuktu ve kıyafetimi değiştirdim. Sonrada,
metroyla Münih olimpiyat köyüne ve parkına gittim. Olimpiyat
köyü metro durağına çok yakın. Harika bir olimpiyat köyü, çok
etkilendim. Ana stadyum kapalıydı, o yüzden olimpiyat yüzme
havuzuna gittim. Çok güzeldi. O havuzda, Mark Spitz dünya
rekorları kırmıştı. Şimdi, Köln trenini bekliyorum.
16.09.2006 (Köln)
"Kolonya"
Bu sabah, trenle çok erken Köln'e
vardım. Hemen tren istasyonu nun dışında koca bir Dom Katedrali
var. Şimdi birşeyler yiyeceğim. Az önce Dom'u gezdim, ancak çoğu
Dom birbirine benziyor. Şu ana kadar, Avrupa'da o kadar çok Dom
gördümki, hepsini birbirine karıştırıyorum. Bu arada alışveriş
yapılan ana caddede dolaştım. Kaufhoff'u gezdim. Outdoor malzeme
satan spor dükkanını gezdim. Büyük elektronik eşya satan çok
katlı dükkanı gezdim. İstediğim HP iPAQ vardı ancak, işletim
sistemi Almanca idi, o riski göze almak istemedim. Dünyada, ilk
kolonya Köln deki bir dükkanda icat olmuş. Şimdi o dükkana
gidiyorum.
Artık bu bir aylık gezimin sonuna
gelmiş bulunuyorum. Şimdi Köln havaalanı nın dayım. Birazdan,
gece 12:00 de Ankara'ya gitmekte olan Germanwings havayollarının
uçağına bineceğim. Evet, iyi bir yolculuktan sonra Ankara ya
vardım. Uçakta, yan koltuklar boştu ve iyi uyudum.
SON
|